Zara Ziraat Odası

Vatan Hürriyet Ekmek

ZOBİS
ZOBİS
Zara Ziraat Odası > Haberler > Zara Kazgölü

Zara Kazgölü

Son günlerde, her gün yanından geçtiğim kendi köyüm olan Eymir’in bitişiğinde bulunan Kazgölü’nün sosyal medyada ve televizyonlarda “yok edilmekten kurtarılan bir doğa cenneti” haberi olması, Beni olduğu gibi bütün Zara’lı ve Sivas’lıları da mutlu etmektedir.

Ancak, 2018 yılında Gölün suyunun boşaltılması ve Kuşların yavrulama mevsiminde çıkan yangında yuvalarla birlikte tüm sazlığın yanması sonucu, Göl gerçekten yok olmuştu. O günden bu güne yapılan çalışmaları; hem orada yaşayan biri, hem de Ziraat odası başkanı olmam sıfatıyla, 4 yıllık süreç de neler yaşandığını, kimlerin buraya ne kadar emek verdiğini en iyi bilenlerden biriyim diyebilirim.

Bu başarıda emeği olan taşın altına elini değil gövdesini koyan ve dört yıl boyunca işini gücünü bırakıp Ankara, Sivas ve Zara’da konuyla ilgili bürokratlarla birlikte neredeyse her gün mesai yapıp hiç bir şahsi beklentisi olmadan her tür maddi ve manevi desteği esirgemeyen insanları ve kurumları biliyorum.

Birileri tarafından Sosyal medyada ve diğer haber kanallarında bu haberler paylaşılırken, geçmişte yapılan mücadelede ve çalışmalarda hiç görmediğimiz insanların İş başarıyla sonuçlandıktan sonra televizyonlara çıkıp göğüslerini kabartarak bu başarıyı nasıl elde ettiklerini anlatmaları ve emeği olan insanlardan ve kurumlardan hiç bahsetmemeleri gerçekten bir “vefasızlık” ve “emeğe saygısızlık” örneği olmuş ve konuyu bilen insanların da vicdanını yaralamıştır.

Bu nedenle; Kazgölü’nün gerçek hikayesinin bilinmesi için, bu kısa bilgilendirmeyi yazma ihtiyacını hissettim.

30 Mart 2018 gecesi Zara’dan köyde bulunan evime giderken, Kazgölü’ndeki sazlıkların yandığını gördüm ve ilk olarak dönemin Belediye Başkanı Ahmet Pala beyi aradım. Kendisi de hemen ilçe itfaiyesini yönlendirdi. Fakat alanın bataklık olması nedeni ile tam müdahalede bulunmak imkansızdı. Çaresizce göl ve içerisindeki yüzlerce canın yanmasını seyrettik. Kuluçka dönemi olması nedeni ile gölde yüzlerce kuş bulunuyordu. Daha sonra 2019 yılında göl de kimlerin yaptığı bilinmeyen bir kanal açılarak, göl kurutulmak istendi.

Göl haznesindeki su boşaltılıp, büyük sazlık içindeki canlılarla birlikte yakıldıktan sonra, O dönem Zasiad Yönetim Kurulunda bulunan aynı zamanda yakınım olan iş insanı Musa Kürkçü ile gölün nasıl eski haline getirileceği, bunun için ne yapılması gerektiğini sürekli konuşuyorduk. İlk önce bu konu hakkında bir kamuoyu bilinci oluşması gerektiğinin farkındaydık.

Musa bey Her ortamda, her toplantıda Kaz gölünü gündemde tutuyor ve anlatıyordu. Dönemin Zasiad başkanı “Sedat Coşkun” bey’in tarlasındaki hasat törenine katılan tüm protokolü ve katılımcıları Sedat bey, Göle davet etti. Ve herkesin göldeki faciayı gözleriyle görmesini sağladı. Burada Musa bey Gölün geçmişi ve yaşananlarla alakalı tüm protokolü ve katılımcıları bilgilendirdi. Bundan sonra ne yapılması gerektiği konusunda da tekliflerde bulundu. Bu tarihten sonra Kaz gölü ile ilgili haberler sosyal, yazılı ve görüntülü medyada yer almaya başladı. Sedat Coşkun bey Döneminde başlatılan “Kaz Gölünü Yaşatalım” kampanyası kapsamında Ankara’da yapılan “Sivas Günleri “etkinliğinde Sedat Coşkun bey tarafından Kazgölü ile ilgili hazırlatılan görsel, o dönem Ankara Zaralılar Derneği Başkanı olan “Ünsal Artur” tarafından Ankara kültür merkezinin girişine asılarak herkesin bilgi sahibi olması sağlandı.

Bu arada Ünsal bey aracılığı ile Çevre Ve Şehircilik ile Tarım bakanlığı Bürokratlarından alınan randevularda Görüşülen üst düzey bürokratlara Musa Kürkçü tarafından Gölde yaşananlar ve gölün kurtarılması ile ilgili yapılması gereken hususlar hakkında bilgi verildi ve destek talep edildiğini bizzat biliyorum.

Göl boşaltıldığında Musa beyin Gölde yaşayan ve oksijensiz kalan sülükler ölmesin diye Dönemin “Bld Bşk Ahmet Pala” beyden istediği Ahmet beyin de “ne gerekiyorsa yaparız” diyerek verdiği tankerlerle Kızılırmaktan su taşıtarak sülükleri yağmur sezonu başlayana kadar hayatta tutma çabasına tanık olduk.

Gölün Sulak alan ilan edilmesindeki süreçte Musa beyin Zasiad başkanlığı döneminde defalarca Ankara’ya Zasiad’dan arkadaşlarıyla birlikte “Sn.Habip Soluk” Beyi Ziyaret ettiklerini ve Habip Beyin bu süreçteki katkı ve desteğini en iyi bilenlerdenim.

Nereden biliyorsunuz diyecek olursanız bu süreç de Musa bey Zara’ya her geldiğinde görüşürdük. Akrabam olmasından dolayı da çoğu zaman evimde kalır yaşananları değerlendirirdik. Zaten görevim gereği süreci yakından takip eden biriydim. Göl sulak alan ilan edildi Kurtuldu diye tam sevinirken, Bu sefer de bildiğiniz gibi Önce Göl’ün hemen yakınında tüm bölgede ve Zara’da yaşamı zehir edecek Patlatmalı kalker ocağının ÇED süreci ve daha sonra biri, gölün koruma alanı içinde diğeri de, Ütük köyünün içme Suyu kaynağının bulunduğu ve koruma sınırındaki yerde iki adet maden ocağının önceden alınmış ÇED gerekli değildir raporunun iptal davasındaki sıkıntılı süreci zaten biliyorsunuz.

Bur süreçte Zaralılar Vakfı başkanı “Adnan Şimşek” Bey’in, Kızılırmak Köyleri Fedarasyonu Başkanı “Mehmet Bağca” Bey’in destekleri çok değerliydi. En önemlisi Ankara Zaralılar dernek başkanı “Sami Öncü” Bey ve Mahkeme sürecinde göstermiş olduğu hukuk mücadelesini büyük bir azimle sürdüren Avukat “Esra Eser” Hanım’ın katkılarıydı. Bunları unutmamak lazım. Bu arada Sivas’ta Mili Parklar ve doğal hayatı koruma Genel müdürlüğünce düzenlenen Kazgölü çalıştaylarına katıldım. Orada bulunan Orman bakanlığı ve İklim değişikliği bakanlığının isimlerini bilmediğim çok değerli bürokrat ve memurlarının çaba ve heyecanlarına tanık oldum. En önemlisi de yöre halkının Eymir, Ütük, Kavasbaşı köylerinin başta muhtarları olmak üzere gösterdikleri birlik ve beraberlik içinde topraklarına sahip çıkma gayreti olmuştur. Son zamanlarda konuya dahil olan YZG ‘nin Sosyal medyadaki tanıtımlarını da unutmamalıyız..

Uzun lafın kısası en son gelen haber Gölümüz “Doğal sit alanı” ilan edildi ve mutlak korumaya alındı. Bu başarı şunun bunun başarısı değil, Sivil Toplum Kuruluşlarının, Köylünün toprağına sahip çıkmasının, Çok sayıda fedakar, memleketini ve görevini seven Bürokrat, Siyasetçi ve Duyarlı insanların Başarısıdır. Yani bu hepimizin başarısıdır.

Şimdi bazı isimlerin bu başarıdan bahsederken sadece kendilerini ön plana çıkarması hoş olmamıştır.

İlla da bir isim zikretmek mecburiyetinde kalırsak bu konuda lokomotif olan Dönemin ZASİAD başkanı Musa Kürkçü’yü söyleyebilirsiniz. Bunu bu süreci bilen Bu köylerde ve Zara’da da yaşayan herkes zaten böyle bilmektedir.

Gerçi Musa bey yeni Zasiad yönetiminin Kazgölü ile alakalı kritik dönemde kendisinin bütün ısrarına rağmen Göl’le ilgili gelişmelere duyarsız kalmasından dolayı, Başkanlığını yaptığı bu derneğin (ZASİAD)üyeliğinden bile bu nedenle istifa etmiştir. Buna rağmen konuya ve gölün hikayesine hakim olmadıkları halde görüş bildiren, olayın kahramanı kendileri gibi yaklaşımlarda bulunan isimleri şaşkınlıkla izledim.

Yazılacak daha çok şey var. Burada emeği olan çok kişi var. İsimlerini zikredemediklerim beni bağışlasın. Çok uzun oldu. Sizi de bu konuda daha fazla sıkmakta istemiyorum

Bu süreçte gerçekten emek verenler olarak, isimlerimizin konuşulması gibi hiçbir zaman bir derdimiz olmadı. Bugün burada bir başarısı varsa bu Zara insanın başarısıdır. Doğanın, tabiatın birleştirici gücünün başarısıdır. Bunu bilmemin mutluluğu da bize yeter.

Herkese teşekkür ediyorum.

Saygılarımla.

Zeki Şimşek.